
Orbita (göz çukuru); göz küresini, gözün hareketinden sorumlu kasları, göz sinirlerini, damarları ve bağ dokusunu içeren, yüz ve kafatası kemikleri ile sınırlandırılmış kemik boşluktur. Burnun her iki yanında olmak üzere 2 adettir. Erişkin bir bireyde hacmi ortalama 30 cc’dir ve göz güresi ortalama 7 cc alan kaplar. Orbita; görme fonksiyonunun sağlanabilmesi için gerekli yapıları içermenin yanısıra; yukarıda beyin boşluğu, arkada beyin-omurilik sıvısı ve yanlarda nefes almamızda rol oynayan sinüsler ile yakın komşuluğu nedeniyle de oldukça önemli bir alandır.
Orbitada yer alan dokuların etkilendiği hastalıklar “orbita hastalıkları” olarak isimlendirilir. Bu hastalıklar; klinik etkilerine göre iltihabi, yer kaplayıcı, yapısal, vasküler veya fonksiyonel değişikliklere yol açan hastalıklar olarak gruplandırılabileceği gibi; oluşum nedenlerine göre de doğumsal orbita bozuklukları, iltihabi orbita hastalıkları, orbita tümör ve malformasyonları ve travmaya bağlı orbita bozuklukları olarak gruplandırılabilir.
Orbita boşluğu kemik dokular ile çevrelenmiştir. Bu nedenle orbitada meydana gelen ani hacim artışı (ödem, kanama, iltihabi reaksiyonlar) veya yer kaplayıcı lezyonlar (kitle, apse, hematom gibi) diğer dokuların sıkışmasına, yer değiştirmesine veya fonksiyon kaybına yol açar. Ayrıca etkilenen dokularda da yapısal ve fonksiyonel değişiklikler görülür. Gözde öne doğru yer değiştirme (proptozis), damarların belirginleşmesi, göz arkasında ağrı, görme kayıpları, renk görmenin bozulması, görme alanının daralması, göz hareketlerinin azalması ve/veya ağrılı olması, çift görme ve yeni gelişen şaşılıklar orbita hastalığı açısından araştırılması gereken uyarıcı belirtilerdir. Travma sonrası çevre kemik dokularda kırık ve yer değiştirme gelişebilir. Buna bağlı olarak orbita içi yapılar ve göz küresi aşağı (hipoglobus) ve içe (enoftalmus) doğru yer değiştirebilir. Kırık bölgesinde göz dışı kasların ve bağ dokusunun sıkışması; şaşılık, göz hareketlerinde kısıtlılık, ağrı ve çift görmeye neden olur.

Doğuştan (konjenital) orbita hastalıkları; göz küresi ve çevre dokuların gelişimsel bozukluklarını ve tümörlerini kapsar. Göz küresinin hiç gelişmemesi (göz yokluğu, anoftalmi) veya yetersiz gelişmesi (mikroftalmi) sıklıkla çevre orbita dokusunun da gelişiminde aksama ile birliktelik gösterir. Doğumda veya öncesinde; gözün olmadığı durumlarda, orbitada ve etkilenen yüz yarısında yetersiz gelişim veya asimetri fark edilir, eşlik eden nörolojik gelişim bozuklukları veya sendromlar mevcutsa bunlara ait belirtiler saptanabilir. Özellikle tek taraflı anoftalmi/mikroftalmi varlığında; orbita gelişiminin sağlanması ve ilerleyen dönemde yüz asimetrisinin önlenebilmesi için erken dönemde hacim oluşturucu tedavilere başlanmalıdır. Kafa ve yüz kemiklerinin gelişimsel bozuklukları (kraniyosinositozlar, meningosel/ensefalosel gibi doğumsal yarıklar) ve bazı sendromlar (Goldenhar Sendromu, Treacher Collins Sendromu gibi) orbitayı oluşturan kemik çerçeveyi etkileyerek doğumsal orbita bozukluklarına yol açabilir. Doğumsal orbita tümörlerinin en sık görüleni dermoid ve epidermoid kistlerdir, sıklıkla kaş ucunda yerleşimli, çok yavaş büyüme gösteren, yumuşak ve ağrısız şişlik olarak fark edilirler. Dermolipom adı verilen doğumsal tümör ise göz küresinin üzerinde yağ bezesi görünümünde seçilir, üzerinde ince kıllar barındırabilir.
Orbitanın iltihabi hastalıkları; enfeksiyöz veya enfeksiyöz olmayan (inflamatuar) nedenler ile orbitada yer alan dokuların ödemlenmesine, hacimlerinin artmasına, bazı dokuların sıkışmasına ve sonuç olarak yapısal-fonksiyonel değişikliklere yol açar. Gözde öne çıkma, göz arkasında ağrı ve çift görme gibi belirtiler görülebilir.
Enfeksiyöz hastalıklar, sıklıkla, görmenin korunabilmesi, beyin ve beyin zarlarına yayılımın önlenebilmesi için; yakın takip ve hastaneye yatırılarak medikal/cerrahi tedavi gerektirir. Enfeksiyöz olmayan nedenlerin başında tiroid hastalığına bağlı göz tutulumu yer alır. Bazı romatizmal hastalıklarda da orbitanın iltihabi hastalığı görülebilir.
Klinik bulguları ve radyolojik görüntüleri orbita tümörüne benzeyen ancak tümör olmaksızın iltihabi reaksiyon nedeniyle gelişen hastalıktır. Göz dışı kaslarda kalınlaşma, gözyaşı bezinde büyüme veya orbitada sınırları belirsiz kitle görünümüne yol açabilir.
Künt veya keskin travmalara bağlı orbitada hasar meydana gelebilir. Araç içi/dışı trafik kazaları, yüksekten düşme, göze yumruk veya futbol topu gelmesi künt orbita travması örnekleridir. Künt travmalarda sıklıkla orbita kemik duvarlarında kırılma ve orbitada kanama görülür.
Gözde çift görmeye neden oluyorsa, göz hareketlerinde kısıtlılık mevcutsa, gözde içeri çökmeye yol açıyorsa, çoklu kırık var ise ve ileri derecede estetik kusur gelişiyorsa tedavi gerektirirler. Keskin travmalar ise bıçak, ateşli silah, demir parçası, kalem gibi delici bir cisimle meydana gelen orbita yaralanmalarıdır. Göz küresi hasarının yanı sıra, orbita kırığı, kanama veya orbita içinde yabancı cisim görülebilir. Tüm orbita travmalarında, hayati fonksiyonlar kontrol altına alındıktan sonra, tecrübeli bir Oküloplastik cerrah tarafından muayene ve gerekli ise acil müdahalelerin yapılması, görme yetisinin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Göz Hastalıkları Uzmanı – Prof. Dr. Şeyhmus Arı